Kot, İngilizce’deki Denim kelimesinin
Türkçe’deki karşılığı olarak kullanılır. Kot sözcüğünün Türkçe’ye yerleşmesinin
asıl nedeni ise, bu ismin Türkiye’de blucini üreten ilk kişinin soyadından
geliyor olmasıdır.
Kot kelimesi, Türkiye’ye Fransa’da görüp
beğendiği blucini Türkiye’de üreten Muhteşem Kot ’tan yadigârdır. 1940′lı
yılların sonlarına işçi ve köylüye giydirebilecek ucuz fakat dayanıklı bir ürün
arayışına giren Kot, Fransa’ya yaptığı bir gezide blucinle karşılaşır.
Sağlamlığına ve dikim tarzına hayran kalan Muhteşem Kot, bu kumaşı Türkiye’de
üretmeye karar verir.
3 yaşındayken Yugoslavya’dan Türkiye’ye
göç edip Edremit'e yerleşen, ilk ve orta öğrenimden sonra terzi çıraklığına giren Kot, kendini mesleki olarak geliştirmek için dönemin en iyi terzilik
okullarından biri sayılan La Deveze Derrox’a gitmişti.
Türkiye’ye döndüğünde orada görüp
tanıdığı bu kumaşı üretmeyi başarır ve 1960 yılına gelindiğinde günde 200 adet
üretimi yakalamıştır. Bu kumaş o dönemde özellikle köylüler ve işçiler
tarafından çok tutulur. 1960 yılında KOT adını markalaştırırlar.
Ancak 80′li yıllar yani Özal dönemine
gelindiğinde serbest piyasa ekonomisiyle kapılar açılır ve yabancı markaların
yerli piyasaya girmesiyle o günlere kadar birinci sırada olan Kot marka blucin
artık 2. sınıf olmuştur. Böylece satışları düşen firma 1992 yılında üretimi durdurur
ve fabrikayı kiraya verir.
Peki, kotun dünyadaki gelişimi
Onda da Türkiye izlerine rastlamak
mümkün. Blucinin kumaşı ilk olarak Anadolu’da üretilmiştir. Beyaz ve mavi
pamuklu kumaşlar önce Fransa’ya, oradan İspanya’ya ve Amerika’da ki kolonilerine
gitmiş ve Amerika’nın San Francisco şehrinde blucine dönüşüp tüm dünyaya
yayılmıştı.
Terzi Jacob Davis ürettiği
pantolonlardaki dikişleri perçinlerle sağlamlaştırır. Kumaşı aldığı toptancısı
Levi Strauss’a ortaklık teklif eder ve kıyafet tarihine damgasını vuracak süreç
başlar.
18 ay içinde 200 adet satan pantolonlar
hem yumuşacık hem ölesiye sağlamdır. Çok geçmeden vaziyete uyanan terzileri
gören Davis telaşlanır ve 68 dolarlık patent masrafını ödeyerek patenti alır.
Patenti alınan “işçi tulumu”, bakır perçinli
modern efsanenin doğumu olur. Üretildiği denim özel mavi kumaş ise 18. Yüzyılda
Hindistan, Anadolu ve Fransa’dan geçen bir yolculuk yapar.